Kayıtlar

Nazlı Çevik Azazi Röportaj

Resim
                                                                                                Fatma Geçer DEVRİM/Röportaj Bir varmış   bir yokmuş masal yolculuğumuz devam ediyor.Bu sayıda masal anlatıcısı ve Seiba Anlatı Merkezi’nin kurucusu Nazlı Çevik Azazi ile yaptığımız röportaj yer alıyor.Röportaj yayımlandığı sırada,Nazlı Çevik Azazi “Thüringen Masal ve Efsane” ödülünü almış olacak.Aldığı ödül için kendisini tebrik ediyoruz .Bundan yıllar önce “içine gitme isteği düşen” Nazlı Çevik Azazi,yaptığı iş için “Aklıma gelmedi başıma geldi” diyor.Masala dair,yaptığı işlere dair daha neler konuştuk?Keyifli okumalar. Öğretmenim Dergisi:Sizi tanıyarak başlayabilir miyiz? Nazlı Çevik Azazi:Hikâye anlatıcısıyım ve bu alanda 2008 yılından beri eğitimler veriyorum.Aslında İstanbul Üniversitesi Veteriner Hekimlik mezunuyum ama bu alanla hiç ilgilenmedim.Okul boyunca tiyatro,yaratıcı dans,yaratıcı drama ile ilgilendim.Okul bitince çeşitli okullarda yaratıcı drama eğitmenliği
Resim
OĞLUMLA DOĞA VE TARİH GEZİLERİ TÜRKİYE İŞ BANKASI MÜZESİ Bir çocuğun ufkunu neler açar? Bu soruya verilen cevaplara bakıldığında, “kitaplar ve okumak” ilk sırada yer alıyor. Devamında geziler, doğa, oyunlar, aktiviteler, sinema, tiyatro geliyor. Çok az akla gelen bir cevap var ki aslında üst sıralarda yer almalı: “Müzeler” Müzeler, tarihin ve hayatın içinde saklı olduğu birer definedir. Müzeye gittiğinizde gezmekle kalmaz, geçmiş hakkında bilgi edinir, gelecek adına projeler üretmenin ilk adımını da atmış olursunuz. Bunu çok önemsiyorum. Bu sebepten ziyarete gittiğimiz yerlerin müzelerine de muhakkak uğruyoruz. Bu anlamda İstanbul, çok fazla imkâna sahip bir şehir. Her türlü içeriğe sahip müze gezme olanağı var. Bankacılık, para ve tasarruf konusunda bir müze var ki bu kavramları çocuklara öğretmek ve bu anlamda bilinç kazandırmak adına illa ki ziyaret edilmeli. Bu müze Eminönü’nde, yani İstanbul için merkezi bir mekân. Öyle ki bu mekân, Cumhuriyet’in ilk bank

Bir Film "Ailecek Şaşkınız"

Resim
Blogda ilk kez bir film yorumu yazmak istiyorum. Neden mi? Yazılmayı ve izlenmeyi hak ettiği için.  Filmin adı "Ailecek Şaşkınız" ,yönetmen Selçuk Aydemir( senaryo da kendisine ait) ve başrol oyuncuları tahmin ettiğiniz üzere Ahmet Kural ve Murat Cemcir.. Bunlara bir de Erdal Bakkal olarak tanıdığımız Cengiz Bozkurt'u ekleyin...Bu üçlünün yer aldığı projelerin hepsini izledim. Beni her zaman şaşırtmayı başardılar ve kendilerini asla tekrar etmediler. Bu zor bulunan bir durum. Son dönemlerde vizyona giren komedi başlıklı Türk filmlerini izledim. Emeklerine sağlık. Ama bu filmi diğerlerinden farklı bir yere koymam gerekiyor. Bir film baştan sona hem güldürür hem düşündürür hem de merak duygusunu zirvede tutar mı? Tutarmış... Konu aslında bildik bir konu, babasından kalan iş yerinde kendini gereksiz yere ispatlama derdine düşmüş genç bir yönetici( Ahmet Kural) ve onun sağ kolu, çocukluk arkadaşının (Murat Cemcir) maceraları. İş yerinin geleceği için, çalışan

DÜNYA’NIN ON DÖRT GÜNÜ

Resim
Bir çocuğun dileği, zamanın durmasına ve dünyanın kaderinin değişmesine sebep olabilir mi? Bir dilek, anlık bir dilek, anıların ortaya çıkmasına ve hakikatin anlaşılmasına vesile olabilir mi? Bu kitabı okumaya başladığınızdan itibaren aklınıza gelen ilk sorular bunlar. Dünyanın aslında kötü olmadığı, bizim iyi olmamız halinde sorunların tereyağından kıl çeker gibi çözülebileceği, geleceğin geçmişte gizli olduğu… Bu yazdıklarım da kitabın felsefesinin tadımlık tespitleri… Ben de an itibariyle durdum ve soruyorum, “Gerçeği anlamanın yolu nedir?” Sizin cevapları bilmem ama benim cevabım yine kitaptan, “Geçmişin izinden gitmek.” Tarihin, tarihi mekanların, düşünürlerin, kitapların izlerinden gitmek, yolumuzu bulmak için aslında yeterli. Değişime inanmak… Ve tabii ki en önemlisi de “çocukların” ya da “ çocukluğumuzun” bizi kendimize getirdiği gerçeğini unutmamak. Kitabın içeriği kadar kurgusu da sürükleyici. Felsefi bilgilerin akıcı bir şeklide anlatılması da etkileyici

PATATES SPOR (KİTAP TAVSİYESİ)

Resim

Charlıe'nin Çikolata Fabrikası Üzerine (KİTAP TAVSİYESİ)

Resim
Çocuklar, anne babayı mı yansıtır? Ya da çocukların hareketleri, hayata bakış açıları ebeveyn tutumlarıyla mı şekillenir? Charlie ve Çikolata Fabrikası’nı okuyunca aklıma ilk gelen sorular bunlar oldu. Charlie, dört yaşlı nine-dede, anne ve babasıyla şehrin dışında küçük bir kulübede yaşar. Ailenin maddi durumu içler acısıdır. Sadece baba çalışır ve kazandığı temel ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmeyecek kadar azdır. Charlie, okuldan kalan zamanlarında, özellikle de akşamları evdeki yaşlılardan dinlediği hikâyelerle vaktini geçirir. Hayattan çok da bir şey istemez. İstediği sadece çikolata yemektir. Çünkü herkesin her gün yediği çikolata, Charlie için o kadar lüks ve özeldir ki yalnızca senede bir kez doğum gününde yiyebilir. Her gün okul yolundaki çikolata fabrikasının önünden geçmek, çocukların içinde en çok Charlie’ yi zorlamaktadır. Bu arada çikolata fabrikası hakkında hem şehirde hem de evde anlatılanlar, orayı Charlie içiN daha da cazip hale getirir.           Gün gel

ENDİŞE AĞACI(KİTAP TAVSİYESİ)

Resim
                                                                ENDİŞE AĞACI             On yaşında olduğunuzu düşünün. Takıntılarınız ve endişeleriniz var. Ne yapardınız? Çoğu insan, endişelenince ne yapacağını bilemez. Gözlerinizi kapatın ve hayal kurun. Odanızda duvar boyu bir ağaç var. Ağacın dallarında farklı farklı hayvanlar yaşıyor. Ağaç kovuğu, sizin içine girebileceğiniz büyüklükte. Siz her akşam, uyumadan önce, yaşadığınız sorunun içeriğine göre hayvanlardan birine sıkıntınızı anlatıyor ve ağacın dalına endişenizi asıyorsunuz. Dert bitmiyor, geçmiyor ama rahatlıyorsunuz. Hayali bile, bir an olsa da rahatlamanıza vesile oldu mu? Endişe Ağacı kitabı kahramanı Juliet, on yaşındadır ve evde artık kendine ait bir odası vardır. Odasının duvarında bulunan ağaç, onu hem heyecanlandırmış hem de çok şaşırtmıştır. Ağacın odaya nasıl geldiğini düşünür. Köklere sarmalanmış bir not halinde "Endişe Ağacı"  yazmaktadır. Büyükannesi bunu görünce, gülümser. Çünkü o ağaç asl